11 Kasım 2010 Perşembe

Sahaf Yazarlarının Olağan Cuma Günlerinde, Örneğin Yarın, Neler Olabilir?

 Kapanış töreninden sonra boşalan okul, saat 15.20 sularında yeniden hareketlenmeye  başlar. Bu hareketlenme aşağı yukarı 20 kişinin çıkardığı bir patırtıyla kendini gösterir. Bazı çalışkan sorumluluk sahibi Sahaf yazarları çoktan yazılarını çoğaltmışlardır; onlar derhal kütüphanedeki yerlerini alırlar. Bu sırada ben kendime öğretmenler odasındaki soğumaya yüz tutmuş devasa çay makinesinden bir bardak kahve suyu elde etmeye çalışırım. Kütüphaneye geldiğimde üç beş zevatın eksik olduğunu görürüm. Eksik kişiler beklenmeksizin yazılanların okunmasına başlanılır. Bu beklemeyişin nedeni çok açıktır: Zaman dardır ve saat 17.00'den sonra Güner Dayı /Abi/Amca bizi  okuldan çıkmamız yönünde sürekli uyarır, bazen  onun bu uyarıları bizi deli eder. (Aslında  bazen değil hep deli eder.) Gecikenlerin ortak gecikme nedenleri yazılarını kırtasiyede çoğaltmaya gitmiş olmalarıdır. Bu davranışları hep eleştirilir ama bundan asla vazgeçmeyen sevgili arkadaşlarımız vardır. Alıştık artık, diyelim. Seviyoruz onları.
Katılımcı sayısının yüksek oluşu ve zamanın yetmezliği yazıların evde yazılmasına neden olur. Bu yüzden cuma günleri biz hep yazdıklarımızı okuruz. Yazılar her katılımcının okumasını sağlayacak biçimde dağıtılır. Herkes eline bir kalem alıp yazılar üzerine değerlendirmelerini, eleştirilerini not alır. Yazıların okunmasının ardından işte bu notlar birer birer masaya yatırılır. Yazıcının kendini savunmaya hakkı yoktur; çünkü o yazıyı çoktan yazmıştır ve son noktayı  koymuş kabul edilir.
 Ekim ayından bu yana ne tür yazı sorumlulukları verildi diye düşünürsek şu başlıklar ortaya çıkıyor:
1- "Diş fırçası"na yeni bir bakış açısı getiren  üç paragraflık  bir düşünce yazısı  ya da kısa bir kurgu.
2- İçinde bir alıntı olan (bu alıntının dipnot olarak verildiği)  üç tümcelik bir yazı.
3- Diyalog yazımı:  İki kişinin çok kısa bir zaman içinde bir plan yapma zorunluğu doğmuştur fakat bu kişler pek de iyi anlaşamazlar.
İlk iki hafta ne yapmışız hatırlamıyorum. Demek ki bir yere yazmayınca böyle unutulup gidiyor her şey. Yarın öğrenir, ilk iki hafta yaptıklarımızı da not düşerim.
Yarın ne mi olacak? Bayram tatili filan denilmeksizin Sahaf yazarları yüksek olasılıkla tam kadro kütüphanede olacaklar ve üçüncü başlıkta yer alan diyalog yazılarını okuyacaklar.  Diyalog çalışmaları hep şaşırtıcı ve eğlenceli olur. Bu kez de eminim kahkaha sesleri okulu  inletecektir. En eğlenceli ve şaşırtıcı olanları bloga aktarmayı düşünüyoruz.
Güner Dayı/Abi/Amca'nın ısrarcı tutumuna yenik düşüp okuldan ayrılırken neler olur? Söz koridorlara, merdivenlere uzar. Bahçeye çıkıldığında artık son okunan  kitaplar, dergiler konuşulur. Sessizce evlere dağılınır. Bir sonraki cumaya dek yeni deneyimlere yeni öğrenmelere yelken açılır.
Şimdilik Sahaf'tan bu kadar. Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder